aynı türden - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

aynı türden



"aynı türden" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
aynı türden of a sort s.
aynı türden kindred s.
aynı türden allied s.
aynı türden cognate s.
aynı türden congenial s.
Idioms
aynı türden of the same stripe s.
aynı türden of that ilk [scotland] expr.

"aynı türden" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 67 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir yönetim altında bulunan aynı türden bir grup ticari kuruluş syndicate i.
birlik durumda yaşayan aynı türden organizmaların oluşturduğu topluluk colony i.
aynı türden olan congener i.
aynı türden şey congener i.
aynı türden olan şey homogenesis i.
aynı veya benzer türden olan şeyler whatnot i.
aynı türden olan şey cogener i.
aynı türden iki nesne span i.
aynı türden olmak be from the same species f.
mevcut takımla aynı türden bir kart oynamak follow suit f.
aynı türden olan congeneric s.
aynı türden olan congenerical s.
aynı türden olan congenious s.
aynı türden olanlar suchlike zm.
aynı türden anlamı veren ön ek hom- ök.
aynı türden anlamı veren ön ek homo- ök.
aynı türden anlamı veren ön ek homo- ök.
Colloquial
(biriyle) aynı türden of (someone's) ilk s.
Trade/Economic
aynı türden birden fazla finansal araç satın alındığında riskin arttığı, döviz kuru riskine karşı vadeli piyasalarda işlem yapmanın tam tersi olan işlem texas hedge i.
birlikte satılan aynı türden beş mal hand i.
aynı türden birkaç ticari kuruluşu grup haline getirmek syndicate f.
vadesi geçmiş bir yükümlülüğü karşılığında aynı türden yeni bir yükümlülük sunarak yeniden finanse etmek roll over f.
aynı türden yeni bir yatırım yapmak roll over f.
Law
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkereden sonra üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere pluries writ i.
yapının aynı türden olması ilkesi ejusdem generis principle of construction i.
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkere sonrası üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere pluries i.
Computer
hiyerarşik bir düzen oluşturmak için aynı türden başka bir dosyanın, alt programın veya klasörün içine gömülebilen nestable i.
Medical
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ allograft i.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ homograft i.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden nakledilen doku veya organ allotransplant i.
aynı türden olup farklı genetik yapıdaki vericiden yapılan doku veya organ nakli allotransplant i.
aynı türden eklemler homojunction i.
aynı türden olup genetik olarak farklı bireyler arasında cerrahi doku nakli homograft i.
alıcı ile aynı türden olup genetik olarak farklı bir donörden nakledilen greft homotransplant i.
aynı türden farklı bir bireye ait allogeneic s.
Parasitology
aynı türden parazit ile yeniden enfekte olma superparasitism i.
Physics
bilinmeyen bir miktarın, aynı türden bilinen bir miktar ile karşılaştırılarak, detektörün sıfır değeri vermesiyle eşitliğin doğrulandığı ölçüm metodu null method i.
Chemistry
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren homologic s.
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren homological s.
Biology
aynı türden türetilmiş ikiden fazla kromozom dizisi olan bir organizma autopolyploid i.
aynı türden türetilmiş ikiden fazla kromozom dizisi olan autopolyploid s.
Biochemistry
böceklerde üretilerek aynı türden böcekleri çeken kimyasal madde attractant i.
Marine Biology
aynı türden balıkların bir arada bulunması shaol i.
Zoology
aynı türden başka bir hayvanla işbirliği yapan hayvan ally i.
aynı türden olan hayvanların kurduğu geçici birlik coalition i.
(aynı türden bir bireyi) temizleyip bakım yapmak allogroom f.
aynı türden hayvanlar arasında tanıtıcı olan (özellik, renk) episematic s.
Botanic
aynı bitkide farklı türden çiçeklerin olması heterogamy i.
aynı türden olan parçaların doğuştan birleşik olması cohesion i.
aynı türden başka bir çiçeğin poleniyle döllenebilen endogamic s.
aynı türden başka bir çiçeğin poleniyle döllenebilen endogamous s.
Environment
bir ortamdaki aynı kritik kaynak için rekabet eden iki türden birinin sonunda diğerine üstün gelip o türü yerinden edeceği ilkesi competitive exclusion principle i.
bir ortamdaki aynı kritik kaynak için rekabet eden iki türden birinin sonunda diğerine üstün gelip o türü yerinden edeceği ilkesi gause's law i.
Card
(poker gibi oyunlarda) aynı türden üç kart triplets i.
bir elde aynı türden üç kart brelan i.
mümkün ve zorunlu olduğu halde mevcut takımla aynı türden bir kart oynamama renege i.
mümkün ve zorunlu olduğu halde mevcut takımla aynı türden bir kart oynamama renegue i.
mevcut takımla aynı türden bir kart oynamama renounce i.
aynı türden dört kart four i.
mümkün ve zorunlu olduğu halde mevcut takımla aynı türden bir kart oynamamak renege f.
mümkün ve zorunlu olduğu halde mevcut takımla aynı türden bir kart oynamamak renegue f.
elinde bulunmadığı için mevcut takımla aynı türden bir kart oynayamamak renounce f.
Music
aynı türden iki notanın zaman değerine sahip olan üç notalık grup tercet i.
aynı türden iki notanın zaman değerine sahip olan üç notalık grup triplet i.
aynı türden enstrümanlarla çalınan müzik parçaları equali i.
birbirini kesintisiz olarak takip eden aynı türden akorlar consecutive chords i.
Ornithology
(aynı türden bir kuş diğerini) temizleyip bakım yapmak allopreen f.